Çıksın artık be kalem, tek bir harf çiz bari.
Vaktim olur zayi, etme böyle kırma yârini.
Bir işaret et! Bir çizikten yol bulurum.
Bir çizikten değil miydi onca köprü kurduğum?
Ey askerim kurşunum, kulun hâli ayni kalem-i kurşun.
Anlatayım söyle ki;
Dışa kapanıktır başı, yavaş açılır dışa ilki.
Ucu sivrildikçe olur sanki ormanda gezen tilki.
Ask şarabımı alkol sanar kınarlar beni.
De ki öyleyse Ümit başı dönmüş ayyaşın teki.
Manzarayı bilir misin hiç görmediğin yerlerdeki?
Bilmeden konuşmak aptallık değil de ne ki peki?
Anlamsızlaşmış bakışları çoğunun.
Şeytanlaşmış içi melek görünen çocuğun.
Düşününce kötüyü tahmin edemezsin ateşini içime işleyen soğuğun
Bana bir çıkış yolu bulun, sonu gelsin kâbusumun.
Artik Kasva yorgun düştü.
Seher vaktim umut kuşum yine cik cik ötüştü.
Can, Ümit mahkûmuyla her gün görüştü.
24 saatlik günler onunla hayat bölüştü.
Kalem konuştu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder