Bunaltıcı bir sıcağın ardından süzülüyorum serin sayfalara doğru tekrar,
Kıyafetsiz tertemiz bir çocuk gibi kendilerine bahşedilecek senaryoyu oynamaya hazırlanıyor kağıtlar içten içe gülümseyerek.
Kalem mi tutukluluk yapmış ? Kağıt da şaşkın.. Bu sefer yazılmayacakmış kafiyeli sözler,
Gaye bulundurmadan öyle içimden geldiği gibi,
Dans da etmeyecek kelimelerim bu sefer,
Bir Can'la konuşuyorum sadece,
Kar soğuğunda donmayacak, bunaldığında serin kalabilecek kadar canlı..
Hani şu yorulmak bilmez sporcular olur ya, diskalifiye olurlar ortaya çıkınca aldıkları enerji verici maddeler..
Onlara benziyorum bu tarafımla, böyle yorulduğumu göremeyecekleri kadar koşabilirim gibime geliyor.
Kendimi övme satırlarım olmacak bu kısımlar hayır,
Komuta yetkisini de kullanarak söylemiyorum bunları, bu sefer düşman yok,
Yapılacaklar yok, emir ve rütbe ilişkisi de yok.
Hayır boş boş lafların döngüsüne de girmeye gerek yok.
Anaforlarda sıradan insanları eleyerek herkesin okumasını istememek amaç tam olarak.
Şimdi kapıyı kapatabilirsen sevinirim hırsla satırlarımda gezinen yabancı, ben.. sesleri dinliyorum..
Bilincini kaybetmeyeceğini ve düşmeyeceğini bilmek güven verici bir şey,
Küstahlığa yol açmasına da engel olunması gerekecek cinsten.
Korkulacak bir yönü yok aslında, aksine sıcacık, insanı akışına kaptıran, tatlı bir meltem gibi.
Günümüzde ortalığı kavuran bunaltılar gibi değil,
Isıtan ama yakmayan yakan ama terletmeyen terleten ama aslında serinleten bir tasvir bu, kelimeleri dahi bocalatabilecek kadar ilginç.
Kimisi yürek demiş zamanında kimisi akıl lakin bu kadar basite indirgenebilecek kadar sıradan değil durum.
Bir benlik söz konusu..
Ben ya da sen öznesine göre hareket etmesi çok zor şimdi, öncesi yok, biz..
Hareketlere dayalı o'dur budur bundan iyidir böylesi iyidir demek de kabak tadı verici hareketler.. Hiç gerek yok.
İki renk düşün lakin fırçasını da bir amatöre yakıştırma lütfen,
Zorla birbirine karıştırılmış gibi değil de mükemmel bir bilgisayar yazılımı ile kontrol edilerek dans edenleri olur ya hani böyle dakikalarca ağzından kaçırdığın garip efektlerle beraber izlersin.
Öyle bir şey tanımlamaya çalıştığım.
Hatası yok, doğrusu, yolu yok, çamuru yok, çukuru, tümseği, yapılması gerekenler yok, olmaması gerekenler yok.
Sadece kendin olmak var, sonrasında gelen garip bir uyum var.
Direnmek, çabalamak, asileşmek, kendini değişmemeye zorlamak da var.
Negatif tanımlamalar da içerebilir sorun değil, sadece bu ve benzerlerini sivri mızraklarla değil, sedefle kaplayarak sunmak var.
Batırmak, kanatmak, acıtmak vesaire yok bu hikayede.
Uyum.. Tıpkı uyuduğunda olduğun kadar savunmasız halinle içerisinde olduğun uyum.
Göz kapaklarını içine camlar batacağından çekinmeksizin rahatça kapatabilmek,
Nefessiz kalacağından korkmadan koşabilmek,
Üsümeyeceğini bilerek giyinebilmek,
Acıkacağını düşünmeden susuzluk çekmeyeceğini bilerek yaşayabilmek,
Kendine vakit ayırmasan da mutlu olabilmek,
Çenen kırılsa bile yüzüne gülümseyebilmek,
Üstüne çığlar da yağsa altından kalkabilmek,
Tüm Dünya saldırsa dahi hepsini püskürtebilmek kademesinde,
Tanımlaması zor bir güç bu. Süper karakterler bile halt etmiş yanımda dedirtebilecek kadar küstah gelen.
Adını Öyküm koydum, gerisi teferrüat.
İyi ki varsın ve benimlesin sevgilim.
Can'ım benim.Sen alabildiğim nefes,tutunabilme sebebim,her sabah bulutlar da olsa orda oldugunu bildiğim güneşim..Asıl sen iyi ki varsın ve benimlesin.Seni cok seviyorum s10suza...
YanıtlaSilÖykü'n..
Öyküm benim :) :*
YanıtlaSil